Sağlam bir Milli Eğitim için önce Evrensel Eğitim
Türk ve Avrupalı eğitimciler İstanbul’da “sağlam bir milli eğitim için önce evrensel eğitim” başlığı altında bir araya geldi. Tarabya İngiliz Okulları ve Cambridge Uluslararası Sınavları tarafından düzenlenen panelde konuşan Prof. Dr. Ziya Selçuk, mevcut müfredat anlayışının doğanın ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, başarı yerine mutluluk ve sevgiyi, hafıza yerine zekanın öne çıkarılmasını, şimdiye odaklanmayı, kişiselleştirme ve esnek müfredatı önerdi.
Panelin açılışında konuşan Tarabya İngiliz Okulları kurucusu Mehmet Gültekin, yurtdışında eğitim görmek için başvuran Türk öğrencilerin yaşadıkları en büyük sorunlardan bir tanesinin diploma akreditasyonu olduğunu söyledi. Gültekin, Cambridge eğitim müfredatlarının hem devlet, hem de özel okullarda ulusal müfredata başarıyla uygulandığını da belirtti.
İstanbul’da Tarabya İngiliz Okulları’nın Yeniköy kampüsünde düzenlenen etkinlikte öğretmenlere özel bir eğitim de verildi. Program kapsamında düzenlenen konferansa Prof. Dr. Ziya Selçuk, İtalya Eğitim Bakanlığı’ndan Gisella Lange, Cambridge Üniversitesi Yayınları yazarı Tim Chadwick, Cambridge Uluslararası Sınavları Avrupa Bölge Müdürü Burcu Benderli ve Cambridge Associate Okulları Akademik Direktörü Janet Williams konuşmacı olarak katıldı.
“Müfredat doğa ilkelerine aykırı”
Prof. Dr. Ziya Selçuk konuşmasında müfredatla ilk tanışma deneyimlerine yer verirken, eğitimcilerin “her çocuk parmak izi kadar farklıdır” düşüncesine sahip olduğunu ancak her çocuğa aynı müfredat, aynı ders, aynı sınav ve aynı ödevin verildiğini belirtti. Bunun varoluşsal bir çelişki olduğunu ifade eden Prof. Dr. Selçuk informel eğitimin formel eğitimden daha önemli hale geldiğini aktardı.
“Sağlam bir milli eğitim kurmak için önce evrensel bir eğitim modeli gerekir” diyen Prof. Dr. Selçuk, mesajı insana olan her faaliyetin önce evrensel bir renk taşıması gerektiğinin altını çizdi. Çocuğun doğasına uygun eğitim yapabilmek için, ilham, cesaret ve heyecanın ön koşul olduğunu belirttikten sonra okulun gelecekteki rollerine de değindi.
Müfredatın etkisinin bilgi, ölçme ya da öğrenen merkezli olmasına göre farklılaşabileceğine değinen Ziya Selçuk, önemli olanın çocuğa dışardan bilgi yüklemek değil, çocuğun içinde var olanın desteklenmesi olduğunu belirtti. Mevcut müfredat anlayışının doğanın ilkelerine aykırı olduğunu örneklerle vurguladıktan sonra çözüm önerilerini de ortaya koydu.
Şimdiye odaklanmak, öğrenmenin kişiselleştirilmesi, esnek müfredat yaklaşımı, hafıza yerine zekanın bütünsel öne çıkarılması, başarı yerine mutluluk ve sevgi temelli yaklaşım önerilerinde bulundu.
Prof. Dr. Ziya Selçuk: “Diğer okullar fabrika yemeği gibi, Tarabya İngiliz Okulları ise anne yemeği gibi. Böyle bir kampüs ortamı kesinlikle benzersiz. Kampüs içinde yürürken her bastığım taşta tarih var, bunu hissedebiliyorsunuz. Panel için teşekkür etmek önemli ama böyle bir kampüsü eğitime ve çocuklara kazandırmaya çok daha fazla teşekkür etmek istiyorum” dedi.

“Her çocuk parmak izi kadar farklıdır”
Prof. Dr. Ziya Selçuk konuşmasında müfredatla ilk tanışma deneyimlerine yer verirken, eğitimcilerin “her çocuk parmak izi kadar farklıdır” düşüncesine sahip olduğunu ancak her çocuğa aynı müfredat, aynı ders, aynı sınav ve aynı ödevin verildiğini belirtti. Bunun varoluşsal bir çelişki olduğunu ifade eden Prof.Dr. Selçuk informel eğitimin formel eğitimden daha önemli hale geldiğini aktardı.