Okullar ve Öğretmenler Üstün Başarı Gösteren Öğrencilerin Gelişimine Yönelik Neler Yapabilir?

 Okullar ve Öğretmenler Üstün Başarı Gösteren Öğrencilerin Gelişimine Yönelik Neler Yapabilir?

Gábor Fülöp / OECD Eğitim ve Beceriler Başkanlığı, İstatistik Uzmanı

Koronavirüs (COVID-19) pandemisi, eğitim sisteminde eşi görülmemiş bir bozulmaya yol açmakla kalmadı,  aynı zamanda, üstün başarı gösteren öğrenciler hakkında uzun zamandır bilinen bir gerçeği de yüzümüze vurdu.Öğrenci başarısında önemli olan konu, beceri ve davranışların yanısıra,  ailenin eğitim durumu ve desteğidir. Okulların kapalı olduğu  dönemde,  doğru motivasyona sahip, alternatif öğrenme yöntemlerine erişebilen ve ebeveynleri tarafından desteklenen öğrenciler için öğrenme kaybı; dijital öğrenme kaynaklarına erişemeyen, ebeveynleri tarafından desteklenmeyen veya sadece kendi başına öğrenme konusunda daha az azme ve daha az motivasyona sahip olan akranlarına kıyasla sınırlı düzeyde kalmıştır.

Pandemi buna rağmen, ebeveynlere ve öğrencilere, öğretmenlerin ve okulların oynadığı önemli rolü hatırlattı Birçok ebeveyn, teknik bilginin yanısıra, büyük oranda sabır da gerektiren öğretmenlik mesleğinin karmaşıklığı ile karşı karşıya kaldı. Aynı zamanda, öğrenciler de öğretmenlerinin rehberliğinde öğrenmenin çok daha verimli olduğunu ve sınıf arkadaşları ile yakın iletişim halinde olmanın önemini fark ettiler.

Peki, öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin, öğrenci başarısı için en fazla önem arz eden özellikleri ve eylemleri nelerdir?

İki büyük uluslararası anketi bir araya getiren bir veri kümesinde makine öğrenimi tekniğini kullanarak, bu sorunun yanıtına cevap arayabiliriz. Söz konusu iki anketten biri, öğretmenlere ve okul yöneticilerine,  çalışma koşulları ve eğitim ortamları hakkında sorular soran, OECD Uluslararası Öğretme ve Öğrenme Anketi (TALIS), diğeri ise 15 yaşındaki öğrencilerin bilişsel, sosyal ve duygusal becerilerini değerlendiren OECD Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’dır (PISA).

Öğretmenlerin liderliğindeki sınıf derslerinden,en iyi şekilde faydalanılmalıdır

Halihazırda, teorik olarak bilinen gerçekler verilere yansımıştır. Öğretme ve öğrenmeye yönelik sınıf eğitimi artırıldığında, öğrenciler,  daha iyi performans gösterme eğilimindedir. Öğrencilerin, zamanlarını, örneğin, öğretmenlerinin sınıfta düzeni sağlamaya çalıştığını izlemek yerine,  eğitim almaya harcamalarının daha faydalı olduğu açıktır. Disiplinle ilgili konular ve idari görevler genellikle en çok zaman alan konulardır ve aslında bir dersin işleyişini bozan sınıflarda düşük başarı seviyesine sahip öğrencilerin bulunuyor olması çok olasıdır. Sonuç olarak, sınıfta düzenin sağlanması veya yönetim gibi diğer görevlere daha çok vakit ayrılır.

Öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin, eğitim ve öğretime ayrılan sınıf dersi saatini,en üst düzeye çıkarmak ve idari görevleri yönetmeye ilişkin alternatif yollar ile derslerin akışını bozma eğiliminde olan öğrencilerle ilişkileri geliştirmeye yönelik yeni yöntemler bulabilmeleri gerekir. Özellikle öğretmenlerin öğrencileriyle müfredat dışı faaliyetlerde bulunması, disiplin ortamının gelişmesi için etkili bir yol olabilir.

Öğretmenlerin iş memnuniyetine önem verilmelidir

Öğretmenlerin de farkında olduğu (ancak eğitim otoritelerinin unutmuş olabileceği) dikkat çekici bir bulguya göre,  öğretmenler,  çalışma ortamlarından ne kadar memnunsa, öğrenciler de okulda o kadar iyi performans gösterme eğilimindedirler. Öğretmenlerin, başarı düzeyi yüksek öğrencilerin gittiği okullarda çalışmaktan özellikle memnuniyet duymaları ihtimal dahilinde olsa da, veriler, öğretmenlerin çalışma ortamlarından memnun olma ihtimalinin,  kendi davranışlarında, gösterdikleri çabada ve bağlılıklarında önemli bir rol oynadığına ve bunun sonucunda da daha iyi performans elde edilebildiğine işaret ediyor.

Okul yöneticileri ve eğitim otoriteleri, iyileştirilmesi gereken alanları belirlemek için öğretmenlere danışarak, çalışma koşullarının gözden geçirilmesiyle, bu durumdan fayda sağlayabilirler.Özellikle okul yöneticileri, öğretmenler arasında işbirliğini teşvik edebilir, öğretmenlere görevlerinde daha fazla özerklik sağlayabilir ve onları okulun karar alma sürecine dahil edebilirler.

Sınıf gruplandırması en iyi şekilde yapılmalıdır

Bir öğrencinin akademik performansını yalnızca öğretmeni değil, öğrencinin sınıf arkadaşları da etkileyebilir. Veriler,  sınıftaki akademik açıdan üstün yetenekli öğrencilerin sayısı arttıkça,  öğrencilerin daha iyi performans gösterme eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor. Bu, potansiyellerini gerçekleştiren ve yüksek başarı gösteren kişiler haline gelen, akademik açıdan üstün yetenekli öğrencilerin, büyük olasılıkla diğer öğrencilerin de üstün başarı gösterme eğiliminde olduğu okullara kaydolduğuna da işaret edebilir. Yine de bir öğrencinin performansı, doğuştan gelen becerileri daha yüksek olan sınıf arkadaşlarından olumlu şekilde etkilenebilir.

Okullar, öğrencilerin, sınıflardaki gruplandırılma şeklini, başarı düzeyi yüksek öğrencilere zarar vermeden, en hassas durumdaki öğrencilere de daha faydalı olacak bir şekilde dizayn edebilmelidir. Okullar, hem sosyo-ekonomik durumu kötü olan öğrencileri, hem de akademik olarak üstün yetenekli öğrencileri, sınıflara, mümkün olduğunca eşit bir şekilde dağıtmaya çalışmalıdır.

Gabor Fulop

Related post