Uluslararası İngiliz Okulları’nın Covid-19 pandemisine rağmen elde ettikleri başarılar!

 Uluslararası İngiliz Okulları’nın Covid-19 pandemisine rağmen elde ettikleri başarılar!

Jo Golding Editor, Independent Education Today

Uluslararası İngiliz okulları, Covid-19 pandemisine verdikleri hızlı ve yaratıcı yanıtlarla birlikte refaha ve Birleşik Krallık’taki okullarla işbirliğine odaklanmaları ile mevcut şartlarda alınabilecek en iyi  aksiyonları sergilediler. Ancak genişleyen pazarda, en iyi öğretmenlerle çalışmaları ve bu öğretmenleri ellerinde tutmaları mümkün olacak mı?

Sam Fraser (SF): Pandemi döneminde, en yaratıcı eğitim yöntemlerini uygulayan kurumlar arasında, içlerinden bazıları Bağımsız İngiliz okul markalarıyla ilişki içinde olan uluslararası okullar vardı. Bu yöntemler arasında çevrimiçi öğrenme, cihaz temini, teknik destek, refaha odaklanma, sınav, ders programı dışı olanaklar ve ebeveyn katılımı gibi alanlarda örnek uygulamalar vardı.

Küresel basında bu tür uygulamalarla örnek gösterilen bu okullar, uluslararası okul pazarının tümü için çıtayı yükseltti. Daha önce uluslararası okulları bir seçenek olarak değerlendirmemiş ailelerden de daha fazla ilgi gördüler.

Melanie Warnes (MW): En iyi İngiliz okulları, öğrencilere verdikleri üstün manevi destek ve öğrencilerin bütüncül bir yaklaşımla eğitilmesi için harcadıkları özel ve ayrıntılı çaba ile tanınıyorlar. Bu karakteristik özellikler, diğer eğitim sistemlerinde her zaman bulunmuyor.Ancak çocuklara bir birey olarak gösterilen bütüncül yaklaşımın, çocuklar ve aileler için, pandemi döneminde kusursuz, esnek ve güçlü bir duygusal ile  sosyal temel sağladığına inanıyorum.

Bu bütüncül yaklaşım, birçok uluslararası İngiliz okulunun, uzman personellerin ve ebeveynlerle kurulan kusursuz etkileşimin oluşturduğu destek ağlarıyla çalıştığını gösteriyor. Bu da, çeşitli seviyelerde uygulanan karantinalar ve kısıtlamalar boyunca, uzaktan eğitimin en iyi şekilde uygulanabilmesi için temel taşlardan biriydi.

Sarah Harley (SH): Çevrimiçi öğrenmenin kalitesi ve çevrimiçi platformların öğrencilere eğitim verebilmemiz (ör. Teams yazılımını sınıfta kullanıma adapte edebilmemiz) için ihtiyaçlarımıza uyarlanabilmesi. Yüz yüze eğitimden, tam zamanlı çevrimiçi eğitime geçtiğimiz ve ardından karma bir yaklaşım benimsediğimiz süreçlerde, seçkin öğretmenlerin aldığı hızlı ve yaratıcı aksiyonlar.

 Birleşik Krallık’taki birçok bağımsız okul lideri, yurtdışındaki okulları, paha biçilmez rehberlik kaynakları olarak örnek gösteriyor. Birleşik Krallık ile uluslararası sektörler arasındaki bu işbirliği, krizin olumlu bir sonucu mu?

Roger Schultz (RS): Pandemi sırasında, örnek uygulamaları paylaşmak ve diğer insanlardan yeni bilgiler öğrenmek, pandeminin olumlu bir sonucuydu ve dünyanın her yerindeki okul yöneticilerinin bundan fayda gördüğünü düşünüyorum. Sanal bağlanabilirlik alanında artan kapsam ve ölçek,  öğrencilere, ebeveynlere ve okul komitelerine de fayda sağladı.

SF: Örnek uygulamaların, özellikle uluslararası İngiliz okulları ve Birleşik Krallık’taki bağımsız okullar arasında paylaşılması uzun yıllardır takdir ediliyor. Bir dizi kurum ve özellikle Bağımsız Okullar Konseyi, HMC ve ISBA, uluslararası okullar birliğinden haberleri ve bununla birlikte hayata geçirilen uygulamaları sık sık üyeleriyle paylaşıyor. Covid-19 ise örnek uygulamaların paylaşımını daha da hızlandırmış durumda.

MW: En iyi okul yöneticilerinin ve uygulama sorumlularının her zaman açık bir şekilde, diğer okullardaki meslektaşlarıyla işbirliği içinde çalıştıklarını gördüm. Pandemi, ülkelerden bağımsız olarak, insanlık için ortak bir problem oldu. Bir “yanan platform” zihinlerimizi ve enerjimizi, belirli bir amaca odaklamak üzere kullanabileceğimiz en iyi fırsatlardan biridir ve Covid-19 krizi, insanları, işbirliğine, yaratıcı düşünmeye ve birlikte cesur adımlar atmaya itti.

Zor zamanlarda pekişen profesyonel arkadaşlık ilişkilerinin, pandemiden sonra da devam etmesini umut ediyorum. Çünkü birbirimizle paylaşacağımız ve birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var.

SH: Pandemiden önce, Birleşik Krallık’taki okulların çoğunda, uluslararası okulların sunduğu eğitim kalitesi ve yenilikler açısından şüphe hakimdi. Pandemi bize gösterdi ki, uluslararası okullar, eğitimin, gelişim sürecinde başı çekiyorlar. Bu durum, son bir yıl içinde, kaliteden ve başarıdan hiç ödün vermeden, sanal okul deneyimine geçiş çözümünde kendisini gösterdi. Birleşik Krallık’taki koruma konusunda örnek uygulamaları her zaman takip etmekle beraber, bu uygulamaları geliştirerek, sanal dünyada koruma önlemlerine dair gelişmeleri de paylaşmaya başladık.

Pandeminin, uluslararası İngiliz okullarının personel ve öğrenciler için sağladıkları refah desteğini olumsuz etkilediğini düşünüyor musunuz?

SF: Covid-19’un bir sonucu olarak, refah konusu, uluslararası okullarda artık ortak bir gündem olarak tartışılıyor ve daha fazla ele alınıyor. Ayrıca refahın uluslararası okullarda personel ve öğrencilerin öğrenim süreci için, bir başarı etkeni olduğu giderek daha fazla kabul görüyor. Bu durum kısa süre önce ISC Research tarafından yayımlanan refah raporunda tespit edildi.

Araştırmada, okul paydaşları arasındaki sağlıklı iletişimin, okulların uzun süren zorlu şartlara uyum sağlamaları ve refah seviyelerini korumaları açısından önemli olduğu sonucuna ulaşıldı. Bu durum, belki de, personeli ve bazı öğrencileri başka ülkelerde olan uluslararası okullarda daha çok göze çarpıyordu. Sınırların kapatılması, birbirinden uzakta yaşayan aile bireylerinin maruz kaldığı fiziksel izolasyonu acımasızca hatırlatmakla birlikte, pandemi döneminde, uluslararası okulların kritik destek yapıları haline geldiğini de gözler önüne serdi.

Araştırmamızda elde ettiğimiz öngörüye göre, daha fazla öğretmen, gelecekteki istihdam görüşmelerinde refah konusunu değerlendirecek ve bu da refahın okulların işe alma stratejilerinde önemli bir faktör haline gelmesini sağlayacak. Refah, artık, birçok ebeveynin de okul seçimi sürecinde öncelik verdiği bir konu.

Fiona Rogers (FR): Bu konu zaten uluslararası İngiliz okullarının gündemindeydi; ancak pandemiden dolayı şimdi daha çok öncelik kazandı. Öğretmenlere ve öğrencilere yönelik refah desteğine ek olarak, baş öğretmenlerin ve kıdemli liderlerin de desteklenmesine net bir şekilde ihtiyaç var.

SH: Şüphesiz. Bir okul olarak toplumun gözü, her zaman üzerinizdedir ve yurt dışındaki okullar hem öğrencileri, hem de öğrencilerinin aileleri için bir toplum haline gelirler. Dünyanın dört bir yanındaki okullarımızı kapsayan çalışan destek programından, evinden uzakta yaşayan ve ailesi yakınında olmayan kişilere verdiğimiz okul merkezli desteğe ve öğrencilere danışmanlık ile destek hizmetlerine kadar herkese daha fazla destek vermemiz gerekti ve bu da bizi, bir topluluk olarak birleştirdi.

RS: Dünyanın her yerindeki okullar, uzayan karantina dönemlerinin, öğrenciler, personel ve topluluklar üzerindeki etkileriyle mücadele ederken, refah da, eğitim gündemi içerisinde öncelik kazandı.

 Mevcut durumda uluslararası İngiliz okullarını bekleyen en büyük zorluklar neler?

MW: Yurtdışındaki ailelerin çocuklarını okutan birçok okul için istihdam konusu, şu an bir sorun, ya da gelecekte sorun haline gelecek. Bunun nedeni, birçok firmanın, kendi maliyetlerin, evden personel çalıştırmanın algılanan ekonomik avantajlarıyla dengelemesi ya da içinde bulundukları ortamın nasıl bir değişim geçireceğini görmek üzere işe alımları durdurmuş ya da azaltmış olmasıdır.

Ayrıca, masraflarını kendileri karşılayan birçok ebeveynin gelirleri de azaldı veya durma noktasına geldi.Bundan dolayı, okullardan, finansal destek bekliyorlar.Ve  bu birçok okul için sürdürülebilir bir durum değil.

RS: Bence toplum artık öğretmenlerden her zamankinden daha fazla şey bekliyor. Ebeveynler, çok daha bilinçli ve çocuklarının olabildiğince kişiselleştirilmiş bir eğitim almasını istiyorlar.

Başarılı olmak için, her okulun, paydaşlarının menfaatlerini, beklentilerini, refahını ve azmini dengelemesi ayrıca da dikkate alması gerekiyor. İnsanlar, kendi menfaatlerinin gözardı edildiğini düşündüklerinde, okul için bazı zorluklar söz konusu oluyor. Okulların faaliyetleri arasında, etkin iletişim önemli bir yer tutmakla beraber, bence bu iletişimi doğru şekilde gerçekleştirmek, okul liderliğinin en zorlayıcı yanı.

SF: Uluslararası okul pazarı genişlemeye devam ediyor. Bazı şehirlerde 100’den fazla, küresel pazarda ise toplamda 12.000’den fazla uluslararası okul var. Yani talep yüksek ve haliyle rekabet de sert.

Sunulan olanaklardan bağımsız olarak uluslararası okullar, yüksek standartları karşılayacak şekilde uluslararası eğitim ve öğretim konusunda yetenekli olan kalifiye öğretmenlere ihtiyaç duyuyor. En iyi öğretmenleri ve liderleri istihdam etmek ve elde tutmak, birçok uluslararası okul için en büyük zorluk haline geldi.

Öğretmenlerin daha etkin bir şekilde istihdam edilmesi ve elde tutulması için neler yapılabilir?

FR: Öğretmenlik, global bir meslektir.Öğretmenlerin yerel ve uluslararası okul sektörleri arasında geçiş yapabileceklerini (ve başkalarına öğretebilecekleri birçok yeteneği de beraberlerinde taşıyabileceklerini) biliyoruz. Ancak, sektörler arası geçişi kolaylaştırmada rol oynayan uluslararası tecrübeye daha fazla önem verilmesine ve uluslararası açıdan eğitim verme konusundaki engellerin azalmasına olan ihtiyaç devam ediyor.

MW: En iyi potansiyele yatırım yap, yetenek tespit sürecinde yaratıcı ol ve kendi yeteneklerini kendin yetiştir. Okulların mesleki öğrenme ve kariyer geliştirme konularında personellerine bu kadar az yatırım yapmaları beni her zaman çok şaşırtmıştır.Personel, en önemli kaynağınızdır ve personele iyi maaş ödemek yeterli değildir. Personeli, mesleki açıdan da zenginleştirmek için, elimizden geleni yapmamız gerekir. BSB’nin iyi desteklenen, yeterli kaynakları bulunan ve personelinden olağanüstü destek gören, köklü bir Mesleki Öğrenim Topluluğu var. Harika insanları işe almamıza yardımcı oluyor ve personelimizi çok yüksek bir oranda bünyemizde tutmamızda rol oynayan ana etkenlerden biri.

RS: Kalifiye öğretmenleriniz yoksa, birinci sınıf bir eğitim programı uygulasanız bile, elde edebileceğiniz başarı, sınırlıdır. Okulların, dünyanın dört bir yanındaki en iyi öğretmenleri kurumlarına çekebilmek ve ellerinde tutabilmek için istihdam alanına önemli miktarda kaynak ayırması ve eğitim personeline daha fazla değer vermesi gerekiyor.

Okulla kişisel bir bağlantı, bir hedef duygusu ve aidiyet oluşturmak için, personelin yeteneklerinin geliştirilmesi, mesleki gelişimleri ile  kişisel refahlarının desteklenmesi için sürekli yatırım yapılması gerekiyor.

SH: Güçlü ve iyi tasarlanmış bir mesleki gelişim odağımız var ve kendi takviminize göre alabileceğiniz dersleri içeren bu alanın büyük bir kısmı çevrimiçi olduğundan, odak alanımız herkes için ulaşılabilir durumda.

SF: Eğitimcilerin, kısa dönemli tecrübeler için yolculuk etmek zorunda kaldıkları bir alan olmaktan çıkan uluslararası okul pazarı, artık kariyerlerini uluslararası alanda ilerletmek isteyen öğretmenleri ve liderleri cezbeden ve saygı gören bir sektör.

Ancak, pazar büyüdükçe, kariyer gelişimine odaklı uluslararası eğitimcilere olan ihtiyaç artıyor. Uluslararası okullar ve uluslararası okul birlikleri bu zorluğun farkında ve öğretmenlik eğitimi sağlayan kurumlar ve yüksek öğretim kurumlarında olduğu gibi bazı okullar da buna yanıt vermeye başlamış durumda.

Şu an bir dizi üniversitede iPGCE (International Postgraduate Certificate in Education; Uluslararası Eğitim Yüksek Lisans Sertifikası) programları bulmak mümkün. Bazı okullar, Durham University ile Wellington College China Institute of Learning işbirliğinde geliştirilen PGCE kursları gibi kendi eğitim enstitülerini hayata geçirirken, bazı uluslararası okullar da öğretim asistanları gibi adayları, adayın okulda çalıştığı süre içinde yapılan değerlendirmelerden oluşan bir süreçte,  kalifiye öğretmenlik için hazırlayan Straight to Teaching (Doğrudan Öğretim) programları uyguluyor.

 Uluslararası İngiliz okulların şu an teknoloji kullanımı açısından daha gelişmiş bir durumda olduklarını düşünüyor musunuz?

SH: Hepimiz yeni yetenekler ve stratejiler öğrenmek zorunda kaldık. Öğretim süreci daha esnek hale gelirken öğretmenler de teknoloji kullanımı konusunda yeteneklerini geliştirdiler.Teknolojinin öğrenim amacına ve öğretmeye çalıştığımız becerilere uygun olmasını sağlamamız ve öğrencileri geleceğe hazırlayabilmek için bu süreci dengeli yürütmemiz gerekiyor. Bazı platformların kullanım amaçlarını değiştirmek ve platformları ihtiyaçlarımıza uyarlamak durumunda kaldık.Hazır bir çözüm yoktu. Bu yolla, platformları, okulun ve öğrencilerin ihtiyaçlarına özel ve kişisel hale getirdik.

RS: Evet, tüm okulların, öğrenme teknolojilerinin geliştirilmesi ve kullanılması konularına önemli miktarda zaman ve kaynak yatırımı yaptığını düşünüyorum. Teknolojinin en iyi özelliklerinin bir okulun öğrenim ve öğretim programına entegre edilmesiyle elde edilecek avantajların kalıcı olacağına şüphe yok.Bununla beraber, öğrenim teknolojilerini eğitimin gelecekteki tüm ihtiyaçlarını karşılayan tek bir çözüm olarak değil, eğitime değer katan bir araç gibi görmek gerekiyor.

 Uluslararası İngiliz okulları için dünyanın hangi bölgeleri anahtar gelişim alanları olabilir?

FR: Yüksek kaliteli eğitim sunan uluslararası İngiliz okullarına olan yüksek talep devam ediyor. Bu markanın bu kadar güçlü olmasının İngiliz eğitiminin dünyada sahip olduğu ün, ders programının kapsamı, manevi destek ve ortak ders programı aktiviteleri ve Birleşik Krallık’taki ve diğer ülkelerdeki en iyi üniversitelerde eğitime devam etme şansı gibi çeşitli sebepleri var. Vietnam, Kamboçya ve Endonezya gibi Güneydoğu Asya bölgeleri ile Nijerya, Çin ve Ortadoğu’nun bazı bölgelerinde bu konuda önemli oranda büyüme söz konusu. Bu büyüme,marka tanınırlığı ve global seviyede saygı gören yetenekler için süren talebin yanında, orta fiyat seviyesindeki okullara ve çift dil seçeneklerine yönelik artan talep ile üst seviye okullar ve tanınmış markalara yönelik talepler gibi çeşitli faktörlerin bir sonucudur.

SF: Asya, dünyadaki tüm uluslararası okulların %57’sini ve uluslararası okullarda okuyan öğrencilerin %64’ünü kapsayan toplam 6 bin 961 uluslararası okulla, şu an bu pazarda lider konumda. Birleşik Krallık ders programları ve sınavları uygulayan uluslararası okullar açısından lider ülkeler ise şöyle; Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Nijerya, Çin, İspanya, Mısır, Tayland, Hindistan ve Malezya.

İngiliz olmayan birçok ebeveyn, çocuklarının, İngiliz eğitimi almasını istiyor.İngilizce dilini öğrenmenin getirdiği faydaları biliyor ve davranış yönetimine, öğretime, öğrenime ve kişisel gelişime yönelik titiz yaklaşımı ile  bu yaklaşımın İngiltere’deki ve dünyadaki üniversiteler ile  nihai olarak uluslararası kariyer için oluşturacağı güçlü temeli çocuklarına sunmak istiyorlar.

Maddi durumları çok iyi olan en azimli ebeveynler, özellikle Asya’da bulunanlar, çocuklarının, paranın satın alabileceği en prestijli İngiliz markalarından, en iyi İngiliz eğitimini almalarını ve bu eğitimin kendi topraklarında verilmesini istiyorlar. Bağımsız İngiliz okullarının yurt dışı kampüsleri bu sebeple son yıllarda büyük popülerlik kazandı.

Katkı sağlayanlar

Melanie Warnes, Okul Müdürü, British School of Brussels 

Sarah Harley, Müdür Yardımcısı, Nord Anglia International School Hong Kong

Roger Schultz, Okul Başkanı, Alice Smith School, Kuala Lumpur

Dr. Fiona Rogers, CEO Yardımcısı / Profesyonel Gelişim ve Araştırma Yöneticisi, COBIS

Sam Fraser, Araştırma Yöneticisi, ISC Research


Jo Golding

Related post