“Yılın Yaban Hayatı Fotoğrafçısı” Sergisi’nin Öne Çıkan Fotoğrafları İstanbul’da
COVID-19’un Yol Açtığı Ekonomik Şoktan En Fazla Kim Etkilenebilir?
![COVID-19’un Yol Açtığı Ekonomik Şoktan En Fazla Kim Etkilenebilir?](https://egitimekonomisi.org/wp-content/uploads/2021/04/1561561566-1-850x560.png)
Shelby Carvalho & Susannah Hares
Bu makale, pandeminin ve sonrasında meydana gelen ekonomik krizin eğitimin finansmanına yönelik kaynakları etkileyebileceği bazı durumları incelediğimiz, CGD’ye ait eğitimin finansmanı serisinin bir parçasıdır. Serinin ikinci makalesinde ise öğretmen işgücü piyasalarını ve öğretmen maaşlarını değerlendirdik. Şimdi, pandemi nedeniyle orantısız bir şekilde risk altında görünen eğitim işgücünün bir bölümüne odaklanacağız: sözleşmeli öğretmenler ve özel okul öğretmenleri.
Kadrolu devlet okulu öğretmenleri, COVID-19’un akabinde dünyanın birçok bölgesinde uygulanan ciddi ücret kesintilerine karşı nispeten güvende olsa da öğretmen işgücü piyasasının yapısı muhtemelen, ekonomik şokun bir bütün olarak eğitim sistemi üzerindeki etkisi açısından önemli bir rol oynayacaktır. Zaman içerisinde ortaya çıkan ekonomik durgunluk dönemlerinde, kamuya karşılık özel okul öğretmenlerinin iş kayıpları analiz edildiğinde Jason Kopelman ve Harvey Rosen hem durgunluk olan hem de olmayan dönemlerde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki özel okul öğretmenlerinin işlerini kaybetme olasılığının devlet okulu öğretmenlerine göre daha fazla olduğu ve bu açığın Küresel Mali Kriz zamanı en yüksek düzeyde olduğu sonucuna varmıştır. En güncel eğilimlere göre, şu anki krizde de birçok düşük ve orta gelirli ülkede bu durum geçerli gibi görünüyor.
Formel işgücü piyasasının büyük bir bölümünü öğretmenlerin oluşturması ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 4’e (SDG 4) ulaşması gereken 70 milyon ek öğretmen ihtiyacına ilişkin öngörü göz önünde bulundurulduğunda, yalnızca devlet okullarındaki kamu personeli statüsündeki öğretmenleri değil, öğretmen işgücü piyasasının ve eğitim işgücünün tamamını bu kapsamda değerlendirmek ve korumak önemlidir. Öğretmen işgücü piyasalarına dair analizimiz, ülkelerin genellikle ekonomik şoklardan sonra maaşları düşürmek yerine istihdamı durdurduğunu veya yavaşlattığını göstermektedir. Bu durum, çok daha ciddi bir öğretmen açığına yol açabilir ve büyük ihtimalle büyük oranda kadın olan ve birçok yerde uzak konumlarda bulunan, kamu personeli olmayan öğretmenleri orantısız bir şekilde etkileyecektir; bu kişiler okullar kapatıldıktan sonra işlerine geri dönemeyebilir. Şimdiye kadar özel okullarda çalışan ve sözleşmeli öğretmenler hakkında edindiğimiz bilgileri aşağıda derledik.
Kamu personeli olmayan öğretmenler, birçok düşük ve orta gelirli ülkede eğitim işgücünün önemli bir bölümünü oluşturmaktadır
Özel okullarda çalışan ve sözleşmeli öğretmenler (yani devlet okullarında belirli süreli (genellikle kısa vadeli) sözleşmelere bağlı çalışan öğretmenler) çoğu gelişmekte olan ülkenin eğitim işgücünde önemli bir rol oynamakta ve pandemi nedeniyle orantısız bir şekilde işlerini kaybetme ve maaş kesintisi riskleri ile karşı karşıya kalmaktadır.
Sözleşmeli öğretmenler çoğunlukla yerel olarak istihdam edilen ve belirli süreli sözleşmeleri olan kamu personeli olmayan öğretmenlerdir. Bu istihdam türü, birçok gelişmekte olan ülkenin öğretmen işgücü piyasası için yaygın bir uygulamadır ve bu uygulamanın, geçmiş ekonomik durgunlukların eğitim sistemleri üzerindeki etkisine ilişkin önceki analizlerde yer almamış olması muhtemeldir. Eğitim sistemlerinin sözleşmeli öğretmenlere bağlılığı hakkında tutarlı verilerin elde edilmesi zordur. Ancak, şekil 1’de Sahra Altı Afrika ülkeleri örneğinde sözleşmeli öğretmenlerin yaygınlığına dair büyük farklılıklar görülmektedir. Diğer tahminler, sözleşmeli öğretmenlerin çok daha yaygın olduklarını ve Nijer’de temel eğitim öğretim gücünün %70’inden fazlasını, Burkina Faso’da ise %80’inden fazlasını oluşturduklarını öne sürmektedir. Sözleşmeli veya ücretli öğretmenlere (ders başına yalnızca küçük bir miktar “teşvik” ücreti alan öğretmenler) hassas bölgelerde ve yer değiştirme durumlarında, özellikle göçmen öğretmenlerin resmi bir çalışma hakkı olmayabileceği veya eğitim seçeneklerinin resmiyet kazanmadan düzenlenebileceği koşullarda da sıkça rastlanmaktadır.
Kriz olmayan zamanlarda sözleşmeli öğretmenlere genellikle daha az ödeme yapılmakta ve bu öğretmenler, kamu personeli meslektaşlarına göre sınırlı yan haklara sahip olmaktadır. Tanımı gereği, belirli süreli sözleşmeler belirsiz süreli kamu personeli sözleşmelerinden daha az iş güvenliği sunmaktadır. Hindistan ve Fransız Batı Afrikası üzerine yapılan analiz bulgularına göre, gelişmekte olan ülkelerdeki sözleşmeli öğretmenler daha çok kadınlardan oluşmaktadır ve bu öğretmenler daha düşük dereceli sınıflarda yoğunlaşmaktadır.
Uzayan kriz, kısa vadede sözleşmeli öğretmenlerin işlerini çok daha belirsiz hale getirebilir ve uzun vadede ise en uzak bölgeler ve insani yardıma ihtiyaç duyan ülkeler de dahil olmak üzere, sözleşmeli öğretmenlerin yaygın olarak bulundukları yerlerde, özellikle kadın öğretmenler için daha fazla öğretmen açığıyla sonuçlanabilir. Halihazırda dezavantajlı bölgelerdeki orantısız öğretmen açığı, toparlanma çabalarına ket vurabilir ve en marjinal gruplar ve eğitim eşitliği açısından daha geniş kapsamlı ve kalıcı sonuçlara neden olabilir.
Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda, özel okullar eğitim pazarında büyük bir paya sahiptir. Sahra Altı Afrika’da ve Güney Asya’da, öğrencilerin yüzde 40’ından fazlası özel okullara kaydolmaktadır ve Zimbabve, Ekvator Ginesi ve Liberya’da da öğrencilerin çoğu özel okullara gitmektedir. Özel okullar, yüksek gelirli ülkelerin çoğunda daha az yaygındır. Bu durum, bir bakıma, düşük gelirli ülkelerde devlet okulu seçeneklerinin kalitesine ilişkin endişelerden ve bazı ülkelerde orta sınıf ailelerin erişebildiği düşük ücretli özel okulların yaygın olmasından kaynaklanmaktadır.
Genellikle bağımsız girişimcilerden oluşan özel okul sahipleri okullar kapandığında zor bir dönem yaşamıştır. Bu durum, istihdam üzerinde zincirleme etki yaratacaktır.
Kenya Özel Okullar Birliği, okullar kapatıldığında özel okul öğretmenlerinin çoğunun ücretsiz izne ayrılmak zorunda kaldığını öne sürmüştür. Hindistan’da özel okullara ilişkin yapılan bir araştırmada, öğretmenlerin yüzde 50’sinin, okulların yeni kapatıldığı Mart ayında maaşlarını alamadıkları belirtilmektedir. Özel eğitim pazarı toparlanmazsa buna bağlı olarak eğitim sisteminde daha fazla güçlükle karşı karşıya kalabiliriz.
Afganistan, Kanada, İrlanda, Pakistan ve Panama gibi birkaç ülke; özel okulları, okulların COVID’le mücadelesine yardımcı olmak için sunulan ek eğitim fonlarının açıkça dışında bırakmıştır. Fas’ta, eğitim sendikaları COVID-19’a verilen yanıtlar kapsamında özel okullara yönelik devlet desteğini durdurmak için başarılı bir şekilde lobi faaliyetleri yürütmüştür.
En az 25 ülkede özel okul öğretmenlerinin işlerini kaybettiklerine veya maaşlarının kesildiğine dair raporlar tespit ettik. Güney Afrika’da, Haziran ayında bazı orta seviyeli özel okullarda öğretmen maaşı yüzde 20 ila 50 azaltılmıştır. Özel okul öğretmenlerinin maaşları, Mozambik’te yüzde 25 ve Zambiya’da ise yüzde 50 oranında azaltılmıştır. Ürdün’de, çoğunluğu kadın olan özel okul öğretmenlerinin, okulların kapalı olduğu dönemde çevrimiçi eğitime devam edilmesine rağmen maaşlarını tam olarak alamadıkları belirlenmiştir. Bu durum, iş hayatında cinsiyet ayrımcılığına ilişkin güncellenmiş bir mevzuat gereksinimini doğurmuştur. Okulların kapalı olduğu dönemde ödeme alamayan veya işlerini kaybeden özel okul öğretmenlerinin olduğu durumlara Kamerun, Etiyopya, Gambiya, Gana, Malavi, Nepal, Suudi Arabistan, Tanzanya, Vietnam, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Nijer ve Senegal’de de rastlanmıştır. BM ve Dünya Bankası’nın ortaklaşa yaptığı bir çalışma; Burkina Faso, Gine, Kenya, Nijer, Togo ve Uganda dahil birçok ülkedeki sözleşmeli öğretmenlerin, okulların kapanmasının ardından maaş ödemelerini alamadıklarını ve/veya sözleşmelerinin askıya alındığını ortaya koymaktadır. Okullar yeniden açıldığında ebeveynler özel okul ücretlerini karşılayamayacak durumda olursa bu eğilim daha da kötüye gidebilir.
Sözleşmeli öğretmenlerin ve özel okul öğretmenlerinin işlerini ve maaşlarını kaybetme riskine daha fazla maruz kaldıklarını kabul eden bazı ülkeler bu doğrultuda destek sunmuştur
Genel görünüm endişe verici olsa da her ülke kamu personeli olmayan öğretmenleri göz ardı etmemektedir. Örneğin Senegal, okulların yeniden açılabileceği döneme kadar devlet okullarındaki hem kadrolu hem de sözleşmeli çalışanların ücretlerini güvence altına alan “Force Covid-19” (Covid-19 Görev Gücü) adlı bir fon kurmuştur. Nijerya’da federal hükümet, özel okul öğretmenlerinin maaşlarını ödemek için bir teşvik paketi sunmuştur. Fildişi Sahili’nde hükümet, üç aydır maaşlarını alamayan 10.000’den fazla sözleşmeli öğretmene ödeme yapmayı kararlaştırmıştır. Honduras ve Togo’da öğretmen sendikaları, sözleşmeli öğretmenler ve özel okul öğretmenleri için destek çağrısında bulunmuştur. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR); Burkina Faso, Çad, Gine, Liberya, Malavi ve Mozambik gibi insani yardıma ihtiyaç duyan ülkelerde ücretli öğretmenlerin okullar kapalıyken ücretlerini almaya devam etmelerini sağlamıştır. Avustralya ve Komorlar da özel okullara ve öğretmenlere finansal destek sunmuştur.
Eğitim sistemlerinin toparlanabilmesi için tüm işgücünün korunması gerekmektedir
Öğretmen maaşı düzeylerinin eğitim sonuçları açısından fark yaratıp yaratmadığına ilişkin olarak devam eden tartışmalar ve birbiriyle çelişen bulgular söz konusu olsa da pandemiden sonra, başta kriz başlangıcında orantısız risklerle ve öğretmen açıklarıyla (özellikle kadın öğretmenler) karşı karşıya kalan alanlar olmak üzere eğitim sistemlerinin çok daha ciddi öğretmen açıkları ve/veya aşırı yoğunluğa maruz kalmalarını önlemeye çalışmalıyız. Örneğin, UNHCR tarafından gerçekleştirilen bir analize göre, kriz döneminde ücretli öğretmen maaşlarının ödenmeye devam edilmesi eğitim işgücünün ve göçmen geçim kaynaklarının korunması açısından kritiktir. Öğretmenler ve daha geniş kapsamda eğitim işgücü, kriz sırasında öğrenimin devam etmesinde kritik bir rol oynamaya devam edecek ve toparlanma sürecinde çok önemli bir yere sahip olacaktır.
Eğitim işgücünde meydana gelecek değişimler, birçok gelişmekte olan ülkenin formel işgücü piyasasında dalga etkilerine neden olabilir
Eğitim sektörü için daha geniş kapsamda eğitim işgücünü korumanın yanı sıra, eğitimin birçok gelişmekte olan ülkede formel işgücü piyasasının büyük bir bölümünü oluşturduğunu da unutmamak gerekir. Eğitim sektöründe büyük çaplı bir iş kaybının, daha geniş kapsamda işgücü piyasası ve ekonomik istikrar üzerinde yansımaları olabilir. Öğretmen maaşlarının ve işlerinin kriz döneminde korunmasını temin etmek, çoğu gelişmekte olan ülkede formel sektörün büyük bir kısmına yönelik çeşitli iş sigortaları sağlamak için etkili yollar sağlayabilir.
Ekonomik şokların ardından öğretmen maaşlarının korunması konusundaki karmaşık eğilimler ve dinamikler bunun, hükümetlerin denge sağlamayı değerlendirirken izlemeleri gereken önemli bir alan olduğuna işaret etmektedir. Yapacakları seçimler, kurumsal ücret ödemelerini korumak ve aynı zamanda daha geniş ölçekte öğretmen işgücü piyasasını ve eğitim sektörü bütçelerinin kritik bileşenlerini de korumak için siyasi ve ekonomik ihtiyaçlar arasında neredeyse kesin olarak ince bir denge kurulmasını gerektirecektir.
Shelby Carvalho & Susannah Hares