COVID-19 yükseköğrenim kurumlarındaki eğitim eşitsizliğini daha da artırdı.

 COVID-19 yükseköğrenim kurumlarındaki eğitim eşitsizliğini daha da artırdı.

COVID-19, dünya genelinde  ekonomiyi, toplumu, işletmeleri ve yükseköğrenimi belirgin bir biçimde etkilemeye devam ediyor. Koşullar değişmiyor ve hayat artık eskisi gibi olmayacak.

Pandemi, eğitimde ve yükseköğrenim kurumlarında, öğretmenler, öğrenciler, yatırımcılar ve ebeveynler için ciddi zorluklar yaratıyor. En temel zorluk, eğitim sürecinin devamlılığını sağlamak ve 2020 – 21 akademik yılının kayıp bir yıl olmasının önüne geçmek. Pandemi sürecinde online eğitime geçilmesi, yükseköğrenim kurumlarının durumu kurtarmak adına başvurduğu bir yöntem oldu.

Ancak, COVID-19’un eğitim süreci üzerindeki etkisini anlayabilmek için şu üç önemli soruyu sormamız gerekiyor.

*COVID-19 dünyanın farklı bölgelerindeki okullarda ve üniversitelerde eğitim sürecini nasıl etkiliyor? *Eğitim kurumları ve paydaşlarının, pandemi sırasında ve online  eğitimin uygulanması ile ilgili olarak karşılaştıkları en önemli zorluklar neler?

*Pandeminin devam etmesi halinde, eğitim hedeflerine ulaşmak üzere, mevcut durumda elde edilen başarıyı sürdürmek için neler yapılabilir?

En son yayımlanan Birleşmiş Milletler raporlarına göre COVID-19, özellikle öğrenciler ve öğretmenler açısından bir eğitim krizine neden oldu.. Pandeminin, dünya genelinde yıllardır kaydedilen ilerlemeyi ciddi şekilde etkileyeceğine dair bir korku hakim. Bu durumdan etkilenen en önemli iki unsur, eğitim-öğretim ve eğitim finansmanı.

Yüz yüze eğitimin yerini uzaktan eğitim-öğretim faaliyetleri aldı ve bu, bazı ülkeler ve kurumlar için tamamen yeni bir deneyim.

Akademisyenler ve politika belirleyicilerinin en büyük endişesi ise öğrenme kaybı yaşanması.Farklı ülke ve bölgelerdeki, farklı hazırlık ve değişime ayak uydurma düzeyleri göz önünde bulundurulduğunda, küresel öğrenme kaybı hakkında bir tahminde bulunmak hayli zor.

Aynı zamanda, kamu sağlığı ve güvenliğine daha fazla öncelik verilmesiyle birlikte eğitim finansmanının da yüksek gelirli ülkeler ile orta ve düşük gelirli ülkeler arasında değişen oranlarda etkilenmesi olasılığı mevcut.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki durum

Uzaktan  eğitime geçiş, gelişmiş ülkelerde, gelişmekte olan ülkelere göre daha sorunsuz ve daha az zorlayıcı oldu. Bu eğitim sürecinin daha sorunsuz bir hale getirilmesi için gerekli altyapı ve finansmanın sağlanması, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki okul ve üniversiteler için kolay olmadı.

Birçok okul ve üniversite, kısa bir süre içinde online  dersleri programlamayı başarsa da diğerleri için bu süreç daha zorlu ve stresli oldu. Üstelik, online dersler hazırlanıp öğrencilere sunulsa dahi tüm süreç daha önce denenmemiş bir yöntem üzerinden yürütülmüş ve birçok öğrenci gerekli ekipmana veya internet erişimine sahip olmadığı için sağlanan materyallere ulaşamadı.

Bazı Arap ülkeleri gibi gelişmekte olan ülkelerde, uzaktan eğitime doğrudan geçiş özellikle şu iki temel etkenden ötürü son derece zor oldu. Online eğitim sistemlerinin reddi ve internet kullanımının yaygın olmaması.

Arap ülkelerindeki çoğu eğitim sistemi COVID-19 salgınına kadar online eğitime karşıydı. Fakat salgın koşulları onları değişmeye zorladı. COVID-19 ile birlikte online sistemleri kabul etmek ve benimsemekten başka bir seçenekleri kalmadı. İnternet hizmetleri ve ulusal teknolojik altyapılar açısından sınırlı kapasiteye sahip ülkeler, online  eğitimi başarılı bir şekilde sağlama konusunda zorlandı.

Önemli zorluklar

COVID-19’a eğitim açısından verilen yanıt, farklı ülkelerin eğitime yönelik, ekonomik ve sosyal yapılarına göre ülkeler arasında değişkenlik gösteriyor.Bu unsurlar, yanıt sürecinde karşılaşılan zorluk türleri ve düzeylerine yansıdı.Bu önemli zorluklar ise  sınırlı altyapı, personel becerileri, değerlendirme süreçleri ve finansal hazırlığı içeriyor.

Bu hususlar ABD, Birleşik Krallık ve çoğu Avrupa ülkesi gibi gelişmiş ülkelerde daha az zorlayıcı oldu. Buna karşılık, çoğu Arap ülkesi gibi gelişmekte olan ülkelerde durum daha sıkıntılı bir hal aldı. Bu zorlukların yanı sıra, uygun değerlendirme araçlarını veya sadece tüm fakültelere ve alan çalışmalarına uygun sınavları tasarlamanın uzaktan eğitim sürecinde düzenlenmesi gereken en kafa karıştırıcı kısım olduğunu da belirtmek gerekiyor.

Ayrıca, toplumsal güven ve toplumsal düzen de bir diğer zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Uzaktan eğitim sürecine duyulan güven ve toplumun bu süreçle etkileşimi tüm bu süreci destekleyebilir ya da sürece zarar da verebilir.

Dahası, uzaktan  eğitim ders veya kredi gerekliliklerini yerine getirme açısından yüz yüze  tabanlı eğitimin yerini alabilecek olsa da, sosyal beceriler geliştirme, sorun çözme, liderlik becerileri gibi konularda gerekli araçları sağlamayabilir.  Uzaktan eğitim, bu becerilerin sınırlı düzeyde öğrenilmesine neden olacaktır.

Gelecek planlaması

Büyük olasılıkla pandemiden sonra da geleneksel ve uzaktan eğitim bir arada sunulmaya devam edecek gibi görünüyor. Gelişmekte olan ülkelerde ve Arap ülkelerinde dahi durumun bu şekilde ilerlemesi bekleniyor. COVID-19, dünya genelindeki eğitim sistemleri ve eğitim kurumlarının gelişim sürecinde, benzersiz değişimleri hızlandırabilir. Bu değişimler; eğitim bilimi, öğrenme sonuçları, araçlar ve eğitim yatırımı ile  sosyal ve eğitimsel etkileşime ilişkin değerlendirme yöntemleri gibi birçok unsuru kapsayabilir.

Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap ülkelerinde, yükseköğrenim bakanlıkları halihazırda uzaktan eğitimi benimsedi  ve bu konuda kararnameler çıkarıldı.Bu kararların eğitim ve mezuniyet sürecini nasıl etkileyebileceğini bilmek veya ölçmek için henüz çok erken.

Bu nedenle COVID-19 pandemisinin neden olduğu sağlık krizinin devam etmesi durumunda, dünya genelinde eğitim sistemlerine ilişkin politika belirleyiciler acil eğitim gereklilikleri dışındaki unsurları da düşünmeli ve diğer ihtiyaçları da ele alan stratejiler belirleyerek bu doğrultuda harekete geçmelidir. Bu konuda adım atılmaması, yakın ve uzak gelecekte ciddi öğrenme kaybına neden olabilir.

Örneğin, yüksek ihtimalle bu süreçte dünya genelinde öğrenciler arasındaki eşitsizlik artacak.
Eğitim kurumları (ister kamu ister özel olsun),  eğitim ve öğretim süreçlerini daha verimli bir şekilde yürütmek için yapmaları gereken değişiklikler ve teknoloji altyapısı bakımından farklılık gösterecektir.

Kaynak : Sameerah Saeed / Akademisyen

Eğitim Ekonomisi

Related post