COVID-19 ve Çocuklar (Unicef Verileri)

 COVID-19 ve Çocuklar (Unicef Verileri)

Tüm dünyanın yaşadığı bu pandemi krizinin başında, çocuklar risk grubunda değildiler. Ancak, hayatları pandemi yüzünden köklü bir şekilde değişen çocuklar,  bu süreçteki en büyük kurban olma riskiyle karşı karşıya kaldılar.  Tüm ülkelerde, her yaştan çocuklar,  özellikle sosyo-ekonomik yönlerden ve bazı durumlarda ise farkında olunmayarak yarardan çok zarar verebilen hafifletici önlemler sebebiyle pandemiden etkilendiler.

“Bu, evrensel bir kriz ve bazı çocuklar için krizin etkisi hayat boyu sürecek.”

Dahası, bu pandeminin zararlı etkileri, eşit bir şekilde dağılmayacak.Bu etkilerin, en yoksul ülkelerde ve bölgelerde yaşayan, halihazırda dezavantajlı veya savunmasız durumda olan çocuklara büyük  zararı vermesi bekleniyor.-

Daha fazla hane yoksulluğa itilmiştir.

Aileler, COVID-19 nedeniyle gelir kaynaklarını kaybettikler ve küresel ekonomik durgunluk dönemine girildiği için daha fazla aile, mali açıdan yoksulluğa maruz kaldı. Sosyal koruma hizmetlerine erişemeyenler de dahil olmak üzere, yoksul aileler için durum çok daha zorlaştı.Tahminlere göre, Kasım 2020 itibarıyla pandemiden kaynaklanan küresel sosyo-ekonomik kriz, gelişmekte olan ülkelerde 142 milyon çocuğun daha ileride mali açıdan yoksul ailelerde yaşamasına yol açabilir. Yoksul ailelerin çocuklarının toplam sayısı, hafifletici politikalar sunulmadığı sürece, dünya genelinde 725 milyonun üzerine çıkabilir. Bu çocukların yaklaşık üçte ikisi Sahra Altı Afrika ve Güney Asya bölgelerinde yaşıyorlar.

Çocuklar, yoksulluğu, yetişkinlerden daha farklı bir şekilde deneyimledikleri için, maddi eksikliklerini ve olası mahrumiyetlerini anlayabilmek ve yoksulluklarını, yalnızca gelir üzerinden değil çok boyutlu olarak ölçmek de önemlidir. “Save the Children” ve UNICEF tarafından ortaklaşa yürütülen bir analize göre, COVID-19 pandemisi nedeniyle yaklaşık 150 milyon çocuk daha eğitim, sağlık, barınma, beslenme, hijyen veya su ihtiyaçları karşılanmadan, çok boyutlu yoksulluğa maruz kalıyorlar. Araştırmacılar, 70’ten fazla ülkeden alınan verileri kullanarak koronavirüs pandemisi daha başlamadan önce çocukların yüzde 45’inin bu kritik ihtiyaçların en az birinden ciddi anlamda yoksun olduğu sonucuna varmıştı. 

 

Eğitim krizinin kötüleşmesi

Günümüz genç nesli ve bu nesle bağlı insan sermayesinin gelişimi açısından söz konusu potansiyel öğrenme kaybını öngörmek zor.Mart 2020 itibarıyla COVID-19 karantinaları nedeniyle dünya genelinde 168 milyondan fazla çocuğun öğrenim gördüğü okullar neredeyse bir yıl boyunca tamamen kapalı kaldı. Ayrıca, dünya genelinde yaklaşık 214 milyon çocuk, diğer bir deyişle 7 çocuktan 1’i, yüz yüze eğitimin dörtte üçünden fazlasına katılamadı.

188 ülke, pandemi sırasında ülke genelinde okulları kapattı ve bu durumdan 1,6 milyardan fazla çocuk ve genç etkilendi. Anzak , pandemiden önce de çocuklara yönelik eğitim sistemi bir tür kriz yaşıyordu.Pandemi yalnızca bu eşitsizliklerin ön plana çıkmasına neden olarak, özellikle yoksul ülkelerde yaşayan okul çağındaki çocukları, daha kötü etkiledi. Küresel olarak birçok okul, dijital eğitime yatırım yapmak için yeterli kaynağa sahip değil ve yoksul ailelerde yaşayan çocukların çoğunun internete erişimi bulunmuyor.

Dünya genelinde, okul çağındaki çocukların en az üçte biri, yani küresel çapta 463 milyon çocuk, okullar COVID-19 nedeniyle kapandığında, uzaktan eğitime erişemediler. Ayrıca, ulaşılamayan gerçek öğrenci sayısı muhtemelen bu tahminin çok üzerinde. Çoğu durumda, uzaktan eğitim politikalarına ve gerekli teknolojinin evde bulunmasına rağmen,  çocuklar, öğretmenleri arasındaki beceri yetersizlikleri veya ebeveyn desteğinin olmaması sebebiyle eğitim alamamış da olabilirler.

Dünya genelinde,  hükümetler , uzaktan eğitimi, yeni sağlık protokollerini ve yeniden açılma planlarını uygulama konusunda hızlı davransa da bu politikalar her ülkenin refah düzeyine göre büyük farklılıklar gösteriyor. Pandeminin başından beri, en yoksul ülkelerde yaşayan okul çağındaki çocuklar, eğitim döneminin neredeyse dört ayını kaybettiler. Bu süre, yüksek gelirli ülkelerde altı hafta olarak kayıtlara geçti. Çocukların eğitiminde meydana gelen kısa süreli aksaklıklar da bu eksikliklerin telafisi için yapılandırılmış programlar yoksa bu kez bu olumsuz etkilerin süresi daha da uzayabilir.

Geçmişte okulların kapatılması, çocuk yaşta evlilikler ile  çocuk işçi sayısında artışa yol açmış ve çoğunlukla çocukların eğitimlerine devam etmesine engel olmuştur.

Eğitim Ekonomisi

Related post